Glossary entry (derived from question below)
English term or phrase:
settlement
Turkish translation:
uzlaşma
Added to glossary by
sevinc altincekic
Jan 27, 2004 19:45
20 yrs ago
1 viewer *
English term
settlement
English to Turkish
Social Sciences
History
"But so long as Nasser was President, he paralyzed Egypt by ambivalence. On the one hand, he indicated a general willingness to participate in the peace processalbeit in the name of an unfulfill-able program. He demanded Israel's withdrawal to the 1967 borders in return for Egyptian nonbelligerency; peace would depend on an Israeli settlement with the Palestinians, then demanding the destruction of the Jewish state. Nor would Nasser negotiate directly with Israel."
bir başka yerde de şöyle geçiyor:
"There was no American interest in imposing a settlement on Israel under radical pressure, for that would reinforce the conviction that America was best dealt with by extortion."
Burada yerleştirme/yerleşme anlamında değil diye düşünüyorum, sorunların halledilmesi gibi bir şey sanki. Ama bu İsrail-Filistin tarihi hakkında da çok fazla bilgi sahibi değilim, yerleşme anlamı varsa da tarihsel açıdan mantıklı olup olmadığını söyleyebilecek olan var mı aranızda?
bir başka yerde de şöyle geçiyor:
"There was no American interest in imposing a settlement on Israel under radical pressure, for that would reinforce the conviction that America was best dealt with by extortion."
Burada yerleştirme/yerleşme anlamında değil diye düşünüyorum, sorunların halledilmesi gibi bir şey sanki. Ama bu İsrail-Filistin tarihi hakkında da çok fazla bilgi sahibi değilim, yerleşme anlamı varsa da tarihsel açıdan mantıklı olup olmadığını söyleyebilecek olan var mı aranızda?
Proposed translations
(Turkish)
4 +5 | uzlaşma | Özden Arıkan |
5 +2 | barış / çözüm | Ali YANDIK (X) |
5 +2 | anlaşma | Aydin Yulug |
4 +1 | reconciliation/barisma | senin |
5 | 1) İsraillilerin Filistinlerle uyuşmasına bağlı bulunacaktı; | Adil Sönmez (X) |
5 | ANLAŞMA, UZLAŞMA, BARIŞMA, ÇÖZÜMLEME, HALLETME, YATIŞTIRMA, ÖDEME, ÖDEŞME, HESAPLAŞMA, TASFİYE, | ironics |
3 | kararlaştırma | shenay kharatekin |
Change log
Apr 17, 2005 14:40: Umit Altug changed "Field" from "Other" to "Social Sciences"
Proposed translations
+5
1 hr
Selected
uzlaşma
yukarıdaki bütün yanıtları da doğru ve uygun bulmakla beraber, bu literatürde "uzlaşma"nın daha uygun olduğunu düşünüyorum. "settlement of a conflict" asgari müşterekler bulup onlarda buluşmayı içerir, bir adım bir taraf atar, bir adım öbür taraf. iki siyasi taraf için daha uygun bir terim bence; "barışma" insanlar arasındaki ilişkilerde kullanılınca daha doğru gibi geliyor: sevgi ağır basar, çatışma unutulur, öpüşülüp barışılır, sonra bir daha kavga edilir, vb vb. uzlaşma, hem daha rasyonel ve teknik, hem de bir süreci ifade ediyor, naçizane kanaatimce.
4 KudoZ points awarded for this answer.
Comment: "İlk bakışta kolaymış gibi görünen bir şey, aslında zor. Uzlaşma, benim ilk "sorunların halledilmesi" düşünceme yakın olduğu için seçtim, ayrıca anlam ve bağlam açısından da en uygun seçenek göründü bana.
Diğer arkadaşlara da teşekkür ederim."
+2
3 mins
barış / çözüm
İsrail'in Filistin'le barışması / İsrail Filistin sorununun çözümü
İsrail'e barış / çözüm dayatması ...
İsrail'e barış / çözüm dayatması ...
Peer comment(s):
agree |
Emine Fougner
: cumlede gecen anlam bu iste
2 hrs
|
agree |
ATB Translation
: ancak anlaşma olarak da geçebilir. İşten lanet kelimelerden birisi
4 hrs
|
+2
5 mins
anlaşma
Webster'a göre:
an agreement composing differences
Haklısınız, settlement İsrail'in yerleştiği bölgeler için de kullanılıyor ama buradaki anlamı anlaşma
an agreement composing differences
Haklısınız, settlement İsrail'in yerleştiği bölgeler için de kullanılıyor ama buradaki anlamı anlaşma
Peer comment(s):
agree |
Emine Fougner
2 hrs
|
agree |
ATB Translation
: Ancak barış /çözüm olarak da geçebilir. Yukarıdaki yorumum burada da geçerli ;))
4 hrs
|
+1
11 mins
reconciliation/barisma
In this sentence the meaning of settlement can also be seen as 'reconciliation. It is saying that America were not interested in imposing/enforcing a settlement/reconciliation on Isreal by using force, as this would reinforce the idea that America dealt with issues such as these by extortion.
I hope this is of some help.
You were right that settlement in this case doesn't mean yerleştirme/yerleşme I would use BARISTIRMA/BARISMA.
I hope this is of some help.
You were right that settlement in this case doesn't mean yerleştirme/yerleşme I would use BARISTIRMA/BARISMA.
3 hrs
1) İsraillilerin Filistinlerle uyuşmasına bağlı bulunacaktı;
2) İsraile bir uyuşma empoze etmekte Amerikanın bir çıkarı yoktu.
settlement => anlaşmazlığın çözümü (araziyi belirli şahıslara mahfuz tutmak ile ilgili senet; [maaş vs.] bağlama; borcun tasfiyesi; borsa işleminin menkul kıymetlerin teslimi ve ödemelerin yapılması ile tamamlanması; çöküp oturma; ev; gelir bağlama; halletme; hesabın kapatılması, hesap görme; kararlaştırma; kati hesap; konut; oturma; tahakkuk ettirme; tasfiye; tediye; tesviye; uyuşma; yeni iskan edilmiş yer; yeni sömürge; yerleşme)
değildi
settlement => anlaşmazlığın çözümü (araziyi belirli şahıslara mahfuz tutmak ile ilgili senet; [maaş vs.] bağlama; borcun tasfiyesi; borsa işleminin menkul kıymetlerin teslimi ve ödemelerin yapılması ile tamamlanması; çöküp oturma; ev; gelir bağlama; halletme; hesabın kapatılması, hesap görme; kararlaştırma; kati hesap; konut; oturma; tahakkuk ettirme; tasfiye; tediye; tesviye; uyuşma; yeni iskan edilmiş yer; yeni sömürge; yerleşme)
değildi
23 hrs
kararlaştırma
başka bir öneri
Reference:
Peer comment(s):
neutral |
Koral Özgül
: Neyi?! Nesnesi yok. Anlaşma uygundur. Uzlaşma da olur ama metinde ayrıca negotiate kullanılmış.
8 days
|
1 day 16 hrs
ANLAŞMA, UZLAŞMA, BARIŞMA, ÇÖZÜMLEME, HALLETME, YATIŞTIRMA, ÖDEME, ÖDEŞME, HESAPLAŞMA, TASFİYE,
ANLAŞMA, UZLAŞMA, BARIŞMA, ÇÖZÜMLEME, HALLETME, YATIŞTIRMA, ÖDEME, ÖDEŞME, HESAPLAŞMA, TASFİYE, EVLİLİK SÖZLEŞMESİ, YERLEŞME, İSKÂN, YERLEŞTİRME, YERLEŞİM YERİ, EV, KÖY, NAFAKA BAĞLAMA, BAĞLANAN GELİR, SOSYAL DAYANIŞMA ÖRGÜTÜ
--------------------------------------------------------------------------------
(i.) yerleşme, oturma; kararlaştırma; halletme; hesap görme; duvarın veya toprak setin biraz çöküp oturması; yeni sömürge; yeni iskan edilmiş yer; ev, mesken; (huk.) irat bağlama. settiement house şehrin fakir semtlerinde kurulan yardım yurdu.
--------------------------------------------------------------------------------
(i.) yerleşme, oturma; kararlaştırma; halletme; hesap görme; duvarın veya toprak setin biraz çöküp oturması; yeni sömürge; yeni iskan edilmiş yer; ev, mesken; (huk.) irat bağlama. settiement house şehrin fakir semtlerinde kurulan yardım yurdu.
Something went wrong...